Akupunktur ile zayıflama son dönemlerde çok sayıda insanın dikkatini çekmeye başlamıştır. Bu yönde yapılan araştırmalarda önemli ölçüde ilerlemeler sağlanmış olmasının temel nedeni; hiç kuşkusuz yüzyıllar öncesine Çin’e kadar dayanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yayınladığı raporlara göre; akupunkturla tedavi edilebilen hastalıklar grubunda obezite olarak bilinen şişmanlıkta yer almaktadır.
Uzmanlara göre; kilo vermek beslenme alışkanlıklarının ve yaşama tarzının değiştirilmesi ile mümkün olabilirken yeni alışkanlıkların edinilmesi sırasında, akupunktur hastaya çok büyük kolaylıklar sağlamaktadır
Akupunktur nedir sorusunun ek kısa tarifi; Çin’de çok eskilerden beri uygulanan, oradan dünyaya yayılan, vücudun belli noktalarına altın iğneler batırma biçiminde yapılan bir sağaltım, iğne ile sağaltım olarak bilinir.
Uzmanları tarafından iğneli uyarım olarak bilinen akupunktur, Çin tıbbında vücudun kimi noktalarına çok ince uçlu özel iğneler batırılarak yapılan tedavi şekli olarak yüzyıllardır süregelmiştir.
Çin’de çok eskilerden beri uygulanan, oradan dünyaya yayılan, vücudun belli noktalarına altın iğneler batırma biçiminde yapılan uygulama süreç içerisinde çok farklı hastalıklar için tercih edilir oldu.
ABD’nin akupunktur ile tanışması 1972 yılında Nixon’ın Çin’i ziyareti sonrasında oldu. 1996 yılında ise; FDA beş ana konuda akupunkturun etkinliğini ve kullanımını; ağrı, astım, inme, bulantı- kusma, bağımlılık tedavisi endikasyonları için onayladı.
Akupunktur uygulaması ile kişiler kilo vermeye hazır hale getirilmesinden migren tedavisine kadar farklı şekillerde varlığını göstermektedir.
Türkiye’de akupunktur tedavisi uygulayabilmek için öncelikle Tıp veya Diş Hekimliği Fakültesi mezunu “hekim” olmak şart olmakla birlikte Sağlık Bakanlığı buna da bir kural ve uygulama getirdi. Buna göre Sağlık Bakanlığı tarafından verilmiş olan ‘’Uygulama ve Yetki Belgesi ve Sertifikası’’ bulunan hekimler ancak bu uygulamayı yapabilmektedirler.
Akupunktur tedavisinde yaşa, cinsiyete ve kişiye göre tedavilerin karşılık bulması değişkenlik göstermektedir. Bunun en temel nedeni her organizmanın birbirinden farklı bir yapıya sahip olması gelmektedir.
